AB tarafından tanınması, Safranbolu safranının adının korunmasına, ürünü ve ürünün coğrafi köken ve geleneksel bilgi birikimiyle bağlantılı benzersiz özelliklerini tanıtmaya yardımcı olacak.
Safranbolu safranı, Karabük ilinin Safranbolu ilçesine bağlı köylerde yetişen mor renkli aromatik bir bitkinin çiçeklerinden elde ediliyor. Çiçeğin kıpkırmızı stigma kısmı, ezilmeden ve toz haline getirilmeden, rengi korunarak orijinal haliyle kurutuluyor. Kurutulan bu ürün safran olarak kullanılıyor.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, “Türkiye, köklü bir mutfak geleneğine ve peynirden baharata kadar çok geniş bir ürün yelpazesine sahip. AB tescili Türkiye ve ötesinde bu safranın tanınırlığını artıracak ve hem üreticiler hem de tüketiciler için çok önemli bir rol oynayacak. Tüketiciler logoyu gördüklerinde gerçek Safranbolu safranı aldıklarını anlayacaklar” diyor.
Safran bu mor aromatik bitkinin çiçeklerinin kırmızı kısımlarından elde ediliyor
Nem oranı az ve yarı kuru bir iklime sahip olan Safranbolu’da safran yetiştiriciliği, bölgenin iklimsel özellikleriyle yakından ilgili. Safranın ekimi, çapalanması ve özellikle hasadı özenli bir biçimde elle yapılıyor. Safran çiçekleri, bitkinin uçucu yağlarını koruyarak yüksek kaliteli safran elde etmek için sabahın erken saatlerinde, çiçekler henüz tomurcuk halinde kapalı iken hasat ediliyor. Daha sonra stigma kısmı deneyimli eller tarafından tek parça halinde çiçekten çıkarılıyor ki bu, safran üretiminin en önemli işlemi.
Başvuru sahibi Safranbolu Esnaf ve Sanaatkarlar Odası’nın Başkanı Muammer Dumaner: “Biz safranı et yemeğinde, pilavda ve zerde tatlısında kullanırız. AB tescili, hakiki safranın dünyada tanınacağı anlamına geliyor. Ürünümüzün değeri daha çok artacak” diye konuşuyor.
Oda adını başvuru sürecini yürüten marka ve patent danışmanı Huriye Özener ise şöyle diyor: “Çok gururluyuz. Safranbolu Safranı ile Türkiye, Avrupa’da AB tarafından tescillenmiş safrana sahip ilk ülke, dünyada ise Çin’den sonra AB tarafından tescillenmiş baharat sahibi ikinci ülke oldu. İlçeye adını veren safran, dokumacılık, gıda, gastronomi, ilaç ve kozmetik dahil olmak üzere geniş bir kullanım alanına sahip. Safranbolu’da çok eski yıllardan beri yapılan safran üretimi her geçen gün artıyor. AB tescili ile kalite düzeyi dünya piyasalarındaki ürünleri geride bırakan bu ürünün ihracatını arttırmayı hedefliyoruz.”
Huriye Özener ve Muammer Dumaner
Safranbolulu üreticiler de bu gelişmeye olumlu yaklaşıyor. “Safranbolu’da üretilen safran ile diğer yerlerde üretilen safranı ayıracak en önemli şey PDO logosu. Böylelikle safranımız hak ettiği konuma gelecek; daha çok tanınacak, üretilecek ve satılacak” diyor Safranbolu Safranı Üreticileri Derneği Yöneticisi ve üretici İsmail Yılmaz. Diğer üretici Cemal Ünlü ise şu ifadeleri kullanıyor: “Şehrimizde hatta köyümüzde üretilen bir ürünün AB’de tanınması gurur verici. Piyasada sahte safran satılıyor, artık tüketici bunu hakikisinden ayırt edebilecek.”
AB’nin daha önce Türkiye’den PDO ve PGI (korumalı coğrafi işaret) statüsü verdiği ürün isimleri şöyle: Antep baklavası / Gaziantep baklavası, Aydın kestanesi, Aydın İnciri, Bayramiç Beyazı, Malatya kayısısı, Milas zeytinyağı, Taşköprü sarımsağı, Giresun tombul fındığı, Antakya künefesi, Suruç narı, Çağlayancerit cevizi, Gemlik zeytini, Edremit zeytinyağı, Milas yağlı zeytini ve Ayaş domatesi, Edremit Körfezi yeşil çizik zeytini, Maraş tarhanası ve Ezine peyniri.